Kontrol

Komutan Benkei her zamanki gibi efendisinin emriyle surların etrafını kontrol etmek için 10kişilik orduyla yola koyuldu. Şimdiye kadar kontrol sırasında olağanüstü birşeye rastlamamıştı. bunları düşünerek kuzey kanadına doğu ilerleyerek yola devam etti

Sur ve çevresini gözetlemek için dolanırken surlardaki hareketlilik ilgisini çekti.On kişilik bir bölük sur içerisinde harekete geçmişti.Kaleye elinden geldigi kadar yaklaştı '' Heyyy varlıgınız kaosdan başka bişi getirmiyor elinde sonunda karşılaşıcaz'' diyerek beklemeye başladı.

Bölük etrafı kolaçan etmeye başladı. herhangi olağandışı birşey ummayan Komutan Benkei de etrafı kontrol ediyordu.
tek başına diğer askerlerden oldukça uzaklaşarak surların dışına doğru ilerledi. ilerlerken bu sıkıcı görevi yapmanın yararsızlığını düşünüyordu

Surların dışına çıkan savaşçının yanına yaklaşarak mızragını sert bir şekilde yere sapladı.Ellerini mızragının üzerinde tutarken ''bir karanlık uşagı daha söyle bakalım sen kimsin o aciz ögrencilerdenmisin yoksa rütbeli uşaklardanmısın'' diyerek savaşçının vericegi cevabı bekledi.

bir an karşısına çıkan meleği görünce afalladı. hemen kılıcını gördüğü meleğe doğrultup "görüyorum ki kendine oldukça güveniyorsun. soruna gelince karanlık ordunun generaliyim" diye cevapladı.

doğrulttuğu kılıcıyla dikkatli bir şekilde olduğu yerde bekliyordu...

Generalim kılıcını ona dogruttugunu görünce hafifce gümüsedi '' kılıcını kaldırdıgına göre adil bir ortam olmasını istiyorsun'' yere saplı olan mızaragının çıkararak surların uzagındaki bir kayaya dogru fırlattı.Kayaya saplanan mızragını gözüyle sonkez yokladıktan sonra generela döndü. ''Artık senin için yeterince adil bir ortam olmuştur.Efendinizin belliki size cesereti iyi ögretmiş'' diyerek generalin kılıcına odaklandı hafifce kılıç ile rasındaki mesefayi kısa tutmaya çalışırken ''şimdi o teneke parçası ile bana saldırıcakmısın yoksa indiricekmisin'' diyerek gülümsemeye devam etti.

en başından beri bir meleğin kendisinden çekinmeden karşısına çıkmasındaki ve böyle rahat hareket etmesinde ki farklılıktan dolayı içindeki nefreti bastırıp saldırmaya kalkışmayı düşünmemişti

olanlardan sonra ondaki bu güven ve rahatlığın nedenini öğrenmek için kılıcını yavaşça inidrerek "demek kendine bu kadar güveniyorsun ama ben silahsız birine saldırmam" diyerek kıkırdadı "pekala, açıkçası hareketlerinden etkilendiğimi inkâr etmicem ama efendimden bahsettin onu çok iyi tanıyormuşçasına. söylesene kimsin ve bu güveninin nedeni ne" diye ciddi bir tavırla sordu.

Onun farklı olduğu kanısına vardığından dolayı ondan korkmuyordu ama hareketlerinden ve efendisinden bahsettiğinden dolayı kafasında oluşan sorularla boğuşarak kendisine cevap vermesini bekledi...

Generalin kılıcını indirmesinin üzerine şimdilik savaşmak gibi bir niyeti olmadıgını anlamıştı.Belliki ne kadar iblisde olsa onurlu bir dövüşcüydü elinin hafifce havaya kaldırdı küçük bir el hareketi ile kayaya saplı olan mızragı oldugu yerden çıkarak eline geri döndü.Mızragını elini arkadasına atarak sırtına dayadı.

''Ben Meleklerin lideri Mikail'in mirascısı Kronos'un efendinide çok iyi tanıyorum efendin beni hem baş düşmanım hemde kardeşimdir.Güvenimim sebebi yüregimden geliyor biz melekler size ögretildigi gibi şeytanları görünce kaçan af dilegen varlıklar degildir.Belliki cesaretin kadar erdemli basamaklarındada ilerlemişsin '' dedikten sonra generalin elindeki kılıç birden geçmişteki anılarını canlandırdı daha toy bir savaçşıyken abiside ona böyle bir kılış vermişti.Gözlerini surların yaydıgı karanlık bulutlara dikti ve beklemeye başladı.

duydukları karşısında şaşkınlıktan ne yapacağını bilemedi. Meleklerin lideri ve aynı zamanda şeytanın oğlu tam karşısında duruyordu. ilk başta inanmadı ama karşısındakinin güveni ve rahatlığı bunu kanıtlıyordu
Sovereignin emrinde onun yakınındaydı ve şeytanın 3.oğlunun başına gelenlerden haberdardı ve Mikail'in durumunundan da. bunları düşünürken kılıcını kınına soktu ve "senin kim olduğunu biliyorum lord alastor ve başınza gelen talihsiz kaderinizi de. ama eskiden kim olduğunuz durumu kesinlikle değiştirmeyecek " dedi kararlı bir ifadeyle . "size saygı duymama rağmen ezeli düşmanımsınız !"
iblis olmasına karşın diğerlerinin aksine, general cesur ve erdemliydi ve güce saygı duyardı. kim olursa olsn...

surların diğer tarafına doğru ilerlerken meleğe dönerek "tekrar karşılaşıcaz meleklerin lideri Kronos, kesinlikle tekrar karşılaşıcaz" diyerek yoluna devam etti

surların içinde bölüğü toplayarak, surların doğu,batı ve güney kanatlarını kontrol etmeleri için emir verdi. kendisi kaleye dönecekti. zaten diğer kanatlarda görmeye değer birşey olmayacağını, en olağandışı durumla burada karşılaştığını düşünerek hızlıca kaleye doğru ilerledi...

Karşısında saygıya deger bir rakip görmeyi beklemiyordu.Generalin onu tanıması ve geçmişini bilmesi ilgisini çekmişti.Surlara dogru çekilen generali görünce hızlı ve kesin duruşla '' bekle Sovereign söyle yedinci günün şafagında onu ruh gölünde bekleyecegim yanında en güvenilir 2 savaşçısını getirsin '' Mızragını hafifce havaya kaldırdı son kez surlara dogru bakarak gülümsedi.Birden bire ortaya çıkan görkemli kanatlarını yerden yükselemek işin hafifce sırkeleyerek havalandı.''Haklısın tekrar karşılaşıcaz '' diyerek kahkahalarla gökyüzünden kayboldu.